VİRANŞEHİR HAKKINDA TÜM BİLGİLER, İLÇENİN KÜLTÜREL ÖZELLİKLERİ HAKKINDA BİLGİLER İLE HABERLER, RESİMLER,VE COĞRAFYASI,TARİHİ ESERLER VE CAMİLERİ
VİRANŞEHİR
VİRANŞEHİR
Hurri-Mitanni, Hitit, Asur, Med-Pers ve Keldani hâkimiyetlerini gören ilçe, M.Ö 331'de Makedonya imparatorluğ una, M.Ö 163'te de Roma idaresine girmiştir. Bizans imparatorluğ unun ilk dönemlerinde Tella (Tepe) olarak tanınıyordu, sonra imparator Konstantin tarafından bazı şehirlerin adları değiştirildi. İlçeye de Konstantina veya Konstantina adı verildi.
640 yılında Şam ordusu tarafından fethedilmiş ve Tell-Muzin adını almıştır.
Sonraki dönemlerde yine Araplar tarafından Tell-Mavzen ve Tell-Mavzelath isimleri de kullanılmıştır. 660 yı lında Emeviler, 750 de Hamdaniler ve Abbasiler arasında el değiştiren Viranşehir, Türkmenler tarafından son kez kurulmuş ve Ören şehir adını almıştır. Ancak 1258'de Hülagu ve 1400 yılında da Timur tarafından yağma ve büyük ölçüde tahrip edilerek viran bir hale getirilmiş ve bu haliyle Osmanlı dönemine ulaşmıştır.
1517 yı lında Osmanlı topraklarına katılan şehir 1792'den sonra Mardin'e, 1924 yılında da Urfa'ya bağlanarak ilçe haline getirilmiştir. İl merkezine 90 km . uzaklıktadır. 2000 genel nüfus sayımına göre nüfusu 137.618 'dir. 1 bucağı , 98 köyü ve 204 mezrası vardır.
TELLA (VİRANŞEHİR) MARTYRİONU (Dikmeler)
Eski paşalar okulunun batı sında bulunur. Hıristiyanlık dönemi yapılarının önemli örneklerindendir. Sekizgen planlı(Oktagonal) olan yapının IV. V. Yüzyıllarda bir Azizin anısına Martyrion olarak inşa edildiği tahmin edilmektedir. Tamamı 8 adet olan dikmelerden bu güne sadece bir tanesi gelebilmiştir.
Kalıntılar arasında bulunan çok sayıdaki mozaik tanesinden yapının zengin mozaik süslemeli olduğu anlaşılmaktadır.
ÇİMDİN KALE(ÇEMDİN KALE- ESKİ KALE)
Şanlıurfa- Viranşehir karayolunun 61 km sinden güneye saparak 9 km lik bir mesafeden sonra ulaşılan tarihi bir kaledir. Büyük bir kayalık tepe üzerine inşa edilen etrafı derin savunma hendeği ile çevrili bu kalenin, Eyyubiler döneminde savunma ve konaklama amaçlı olarak yapıldığı tahmin edilmektedir.
Çimdin kalenin batı daki girişi altında büyük mağaralar yer alır. Memlükler döneminde restore edilen ve günümüzde harap bir vaziyette olan kale üzerinde bir su kuyusu da bulunur.
KASR-ÜL BENAT (KIZLAR SARAYI)
Viranşehir- Şanl ı urfa yolunun 29 kilometresinden güneye doğru 20 km lik bir mesafeden sonra ulaşılabilir. Kalan mimari eserlerden yapı IV. Yüzyıla tarihlenmiştir. Yapının yer aldığı köyün kuzeyindeki kayalık tepede 10 dan fazla Süryanice yazıt bulunmuştur. Bu yazıtlar dışında kaya zemine oyulmuş labirent şekiller, kaya mezarı gibi yapılara da rastlanmıştır.
Bulunan Süryanice yazı tların daha çok keşiş adlarını içermesi yörenin Erken Hıristiyanlık döneminde önemli bir yerleşme olduğunu doğrulamaktadır. Kalkerli yapıdan oluşan, geniş, tepelik bir alandır.
YOLBİ LEN (HİFDEMAL) MAĞARALARI
MS. 2 Yüzyı lda Süryaniler tarafından yapıldığı tahmin edilmektedir. Viranşehir'de sağırlar bahçeleri olarak bilinen yerin 500 metre ilerisinde dere yatağının iki yanında sıra halinde bulunan 17 adet mağaradır. Derenin doğusunda bulunan bir mağaranın sonuna, şimdiye kadar ulaşılamamıştır. Piknik yapmaya elverişli bir alandır.
EYYUB NEBİ BELDESİ
Hz. Eyyüb, hanı mı Rahime Hatun ve Hz.Elyesa‘nın mezarlarının bulunduğu beldedir. Urfa-Mardin karayolunun 85 km .sinden sapan 16 km .lik asfalt yolun sonunda (şehir merkezine toplam 100 km .) Eyyüb Nebi Beldesine ulaşılır. Bu beldenin 400 yıldan beri Eyyüb Nebi adıyla anıldığı vakfiyesinden anlaşılmaktadır.
Bağdat seferi sırasında bu köye uğrayarak mezarları ziyaret eden Osmanlı padişahı IV. Murat, çevredeki 17 köyün gelirini bu türbelerin bakı mı için vakfetmiştir. Yüzlerce yıldır bilhassa dini bayramlarda ve arife günlerinde bu mezarlar binlerce kişi tarafından ziyaret edilmektedir. Efsâneye göre, Hz. Eyyüb'ün otururken sı rtını dayadığına inanılan büyük bir bazalt taş " Sabı r Taşı " ise, türbesinin batı sındadır ve ziyaret edilir.
İBRAHİM PAŞA KONAĞI
İbrahim Paşa tarafından yaptırılmıştır. Paşa Konağı ve Paşalar Okulu olarak ta bilinen yapı uzun yıllar eğitim amaçlı olarak kullanılmıştır. 1923 ten 1940 lı yılların sonuna doğru eğitim ve öğretimin yürütüldüğü bu tarihi yapı, 1970 yıllarından itibaren kaderine terkedilmiştir. 2000 yılında özel idare tarafından korunmaya alınmış olan yapı nın , restore edilerek İ lçe Halk Kütüphanesi, Konukevi, Taziye Evi Veya Kültür Merkezi olarak kullanı lması düşünülmektedir.
MENÜYE DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ