MUZ YETİŞTİRME VE HAKKINDAKİ BİLGİLER
MUZ MEYVE AĞAÇLARI BAKIMI BİLGİLERİ İLAÇLAMASI MEYVECİLİK TOHUM ÇEKİRDEK VE FİDELERİ
Muz kökleri toprak altında bulunan ve esas gövdeyi oluşturan yumrudan ve yumrunun daha çok üst taraflarından çıkar. Bu çıkış dörder adetlik gruplar halindedir. Muz kökleri 5-8 mm. çapında ve uzunlukları boyunca aynı kalınlıktadırlar. Bu kökler yumrudan biraz uzaklaşınca kendilerinden daha ince yan kökler meydana getirirler. Bunlar da 4-5 mm. çapa ulaşır ve aynı kalınlıkta kalırlar. Kılcal kökler bu yan kökler üzerinde bulunur. Muz köklerinin dış kısmı koyu kahverengi, siyaha yakın, iç kısmı ise beyazımtırak krem rengindedir. Kılcal köklerin ise görünüşü beyazdır.
Muzda meydana gelen kök sayısı bitkinin sağlık durumuna bağlıdır. Bir yumru 200-300 ve daha fazla kök meydana getirebilir. Ülkemizde kökler en fazla ilkbahar mevsiminde meydana gelir. Uygun
şartlarda kökler, 5 m. yanlara ve 75 cm. derinliğe kadar gidebilir. Köklerin çoğunluğu 15-40 cm. derinliktedir. Bununla birlikte 140 cm. derinliğe kadar inen köklere de rastlanmıştır. Muzun kökleri kısa ömürlüdür.
MUZ YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÖVDE
Gerçek Gövde
Toprak altı gövdesi veya yumru da denir. Çok yıllıktır. Gerçek gövde aslında bir rizomdur. Yani toprak altındaki gövdedir. Yedek besin deposu görevini de görür. Kuru madde miktarı fazladır.
Yalancı Gövde Buna toprak üstü gövdesi de denir. Yalancı gövde toprak üzerinde sanki yaprak saplarının birleşmesinden meydana gelmiş bir kütük gibidir. Bodur muzlarda gövdenin boyu 1,5-2,25 m.ye kadar çıkar. Üst kısmında dört bir tarafa açılmış yapraklar bulunur. Yeni yapraklar gövdenin orta kısmından meydana gelirler. Yalancı gövde yeşilimtrak görünüşlü ve yaşlandıkça unumsu bir örtü ile kaplanır. Elle dokunulduğu zaman bu beyazlık ele bulaşır.
Yalancı gövde, yapraklarını tamamladıktan sonra meyve salkımını andıran bir tomurcuk (hevenk, dal) oluşturur. Bu olaya muz üreticileri "muz doğurdu" demektedirler.
MUZDA BOR NOKSANLIĞI
Tomurcuk olayı bir defa gerçekleşmekte ve daha sonra görevini bitirmektedir. Meyvesini vermiş olan yalancı gövde, muzun hasadından sonra, yanında bırakılacak olan fidenin beslenmesi için kesilmemeli, yerinde bırakılmalıdır. Sadece tepesinden (yaprakların ayrıldığı bölgeden) vurulmalı, kesilen kısım da toprakta organik gübre olarak bırakılmalıdır. Yerinde bırakılan yalancı gövde, yanındaki fideyi besleyecek, zaman içinde pörsüyerek, çökecektir. Bir sonraki onarma döneminde bu kısım toprak altına gömülerek, ayrışması hızlandırılarak, toprağın organik madde içeriğinin zenginleşmesi sağlanmalıdır.
MUZ YETİŞTİRİCİLİĞİNDE YAPRAKLAR
Muzun yaprakları ilk çıkışta boru şeklindedir. Sonra uç kısmı yavaş yavaş açılarak karakteristik muz yaprağını oluştururlar.
MUZDA DEMİR NOKSANLIĞI
Muzun yaprakları büyüktür. Yaprak uzunluğu 2 m. ve genişlik de genellikle 60-90 cm. olabilir. Yaprak sapı daralmış kanal görüntüsünde ve alt tarafı yuvarlaktır. Yaprak ayasında ortada toprağa bakan kısmı bükey, yukarı bakan kısmı ise yalancı gövdeye doğru oluklu bir ana damar vardır.
Ana damara dike yakın bir açı ile ve birbirine paralel olan yan damarlarla bağlıdır. Bu yan damarların arası yaprak yüzeyini meydana getirir. Rüzgarlı havalarda bu yan damarlar ana damara kadar yırtılır ve yaprak dilim dilim olur. Yapraklar yeşil görünüşlü ve yaşlandıkça unumsu bir madde ile örtülürler. Yaprağın uç kısmında, yaprak ucu denen bir kısım vardır. Bu yaprak uzama olanakları ararken yaprak ayasının gideceği yolu açmak için kullanılan bir organdır. Yaprak oluşumu tamamlanınca düşer.
MUZDA KALSİYUM NOKSANLIĞI
Yaprak üzerinde, damar aralarında, sapında ve kınında stoma dediğimiz gözenekler bulunur. Sap ve kında milimetrekarede 6-7 tane, ayada 160-170 tane stoma (gözenek) vardır. Ayanın alt kısmında üste göre 4-5 misli fazla stoma vardır.
Bitki Besin Elementleri Arasındaki İlişkiler
Bitki besin maddeleri arasında toprak içinde bitkilerin besin alımı yönünden çok ciddi rekabetler veya teşvikler vardır. Bu nedenle gübreleme programlarının hazırlanması ve uygulanmasına çok dikkat edilmelidir. Bitki Besin Maddesi yığılmalarının en çok söz konusu olduğu sera alanlarında, toprak analizi yaptırmaksızın, sağlıklı bir gübreleme proğramı uygulamak mümkün değildir.
MUZ YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME
Önemli Not: Bahçenizi her ilaçlamanızda eğer sulama veya ilaçlama suyunuzun pH sı 8 - 8.5 ise muhakkak Golden Wet yayıcı yapıştırıcı kullanınız. (Ülkemizin birçok yöresinde toprak ve su pH sı 8- 8.5 hatta 9 a kadar çıkmaktadır.) Üretilen bütün ilaçlar 6 - 7 pH aralığına göre üretilmektedir. en kaliteli ilaçlar dahi 6 ila 15 dakika arasında, % 30 varan oranlarda etkisini kaybetmektedir. (kesilmiş yoğurt örneği gibi) Buda ilacınızın etkisinin azalmasına neden olacaktır.
MUZ YETİŞTİRİCİLİĞİNDE MUZUN TOPRAK PH sı İSTEĞİ
Muzun ideal PH isteği 6’dır. Ama 4,5 - 8,5 arasındaki pH'larda yetişebilir. Akdeniz bölgesinde toprak kireçli bir yapıya sahip olduğu için genel olarak PH 7 ' nin üstündedir. Bu yüzden muz bahçelerinde N, Üre, P, Potasyum sülfat, Fosforun ise 18.46 (DAP) olarak verilmesi daha uygundur.
pH ile Besin Maddeleri Alımı Arasındaki İlişkiler
pH, bir ortamdaki hidrojen iyonları yoğunluğunu ifade eder. Halk arasında asit, sert, çorak, yumuşak gibi adlarla anılır. Toprak pH sı ile bitki besin maddelerinin bitki tarafından alınması arasında çok ciddi ilişkiler vardır. Örneğin pH 6’nın altında Potasyum alınması zorlaşır.
pH sı 7’den büyük olan alkali (bazik) toprakları ıslah etmek için toprağı yıkamak, bol yanmış çiftlik gübresi vermek, fizyolojik asit reaksiyonlu gübreleri kullanmak, her yıl dekara 2 kg BOOLTEX vermek gerekir.
pH sı 7 nin altındaki asit reaksiyonlu toprakları ıslah etmek için ise, dekara 200-500 kg arası kireç vermek ve fizyolojik alkali reaksiyonlu gübreleri kullanmak gerekir. Verilecek kireç miktarı kumlu topraklarda 500 kg ise tınlı topraklarda 750 kg ve killi topraklarda 1 tonu bulabilir.
Tomurcuk ve Çiçekler
Muzda tomurcuk, çiçekler ve meyve salkım şeklindedir. Meyve salkımının gelişmesi bir çok haftayı bulur. Ticari çeşitlerde bir yandan çiçekler topluluğu meydana gelirken, bunları örten mor renkli brahtelerin oluşturduğu konik kitle yere doğru eğilir. Çiçekler topluluğundan oluşan konik kitlenin aşağı doğru eğilmesi ve altındaki çiçek tomurcuklarının farklılaşma düzenine göre, eğilme olayından bir iki gün sonra brahteler kalkmaya, geriye doğru kıvrılarak kuruyup düşmeye başlarlar. Bu farklılaşma düzeni içinde meyve elleri (taraklar) ortaya çıkar.
Bir fide büyüyüp bütün yaprakları açıldıktan sonra (ortalama 14-20 ay) topu andıran. Mor renkli yaprakçıkların (Brahte) örttüğü tomurcuk (muz çiçeği) meydana gelir. Tomurcuk hızlı büyür ve brahteler sırayla açılarak altlarında ikişerli sırayla (tarak) çiçekler görülür. Muz salkımlarında 3 çeşit çiçek bulunur. İlk açılan brahtelerin altlarında çıkan çiçekler dişi çiçek olup daha sonra muza dönüşürler. Dişi çiçeklerin muza dönüşmesi için döllenme olması gerekmez. Bu nedenle muzlara bu özelliklerinden dolayı partenokarpi denir. Kuruyan stigmalar hasada kadar dökülmeden meyve ucunda kalabilirler. Salkımdaki çiçek sayısı ne kadar fazla olursa, salkım ağırlığı da o kadar fazla olacaktır. Salkımdaki dişi çiçek sayısı sıcaklığa bağlı olup, sıcak aylarda artar, soğuk ve ılık aylarda azalır.
Dişi çiçeklerin hemen altında çift organlı çiçekler bulunur. Bu çiçeklerden oluşan meyveler küçük ve kalitesizdir. Çift organlı çiçeklerin hemen altında ise erkek çiçekler bulunur. Bodur muzlarda erkek çiçekleri örten brahteler meyve sapına bağlı kalır ve genellikle açılmazlar.
Salkımdaki tarak sayısı kaynağı yalancı gövdede olan dişi çiçek sayısına bağlıdır. Dişi çiçek sayısı da sıcaklıkla ilgilidir. Dişi çiçeğin oluştuğu anda iklim ne kadar soğuk olursa tarak sayısı da o kadar az olur. Parmak büyüklüğüne ise toprak verimliliği, kullanışlı su ve fotosentez derecesi gibi etmenler etkili olmaktadır.
Salkımların yetişme süresi:
Haziran ayında çiçeklenen muzların hasadı en kısa 76 gün, en uzun ise 110 gün sonra olmuştur. Temmuz ayının ilk haftasında çiçeklenen muzlar ortalama 124 gün, son haftasında çiçeklenen muzlar ise ortalama 138 gün sonra hasat olgunluğuna gelmiştir. Ağustos ayının ilk haftasında oluşan çiçekler 27 aralık ile 18 ocak tarihleri arasında hasat olgunluğuna (ortalama 153 gün) erişmiştir. Bu süre ağustosun 2., 3. ve 4. Haftalarında oluşan çiçeklerde sıra ile 162, 164 ve 173 gün olmuştur.
Ortalama 13 tarak yöre için optimal bir rakamdır. Diğer ülkelerde Musa cavendishii muzunun optimal tarak sayısı hakkında bir literatür bulunmamıştır.
Salkım başına ortalama 262-266 adet parmak sayısı tesbit edilmiştir.
MUZ YETİŞTİRİCİLİĞİNDE MEYVE GELİŞMESİ
Taraklar üzerinde bulunan meyveler karşıdan bakıldığında sağdan sola doğru gelişirler ve çift sıralı, satranç şeklinde dizilmişlerdir. Bu nedenle gelişme devresi sonunda parmaklar 5 köşeli ve sağdaki meyveler daha iri olur. Her tarakta 10-26 parmak bulunur. İlk taraklarda parmak sayısı fazla ve meyveler iridir. Uca doğru gidildikçe meyveler sayıca azalır ve küçülürler.
Meyve Bileşimi ve Değişimi
Muz meyvesi % 70 oranında su, önemli miktarda karbonhidratlar ve az miktarda protein ve yağ içerir.
Olgun muz meyvesi şekerce zengindir ve kolay sindirilir. Çocukların beslenmesinde fazla kullanılır. Bağırsak bozukluklarında ve özellikle çocuklara verildiğinde içerdiği şekerler kolaylıkla ve hastalığı kötüleştirmeden sindirilir. Oysa diğer kaynaklardan gelen şekerler hastalığı şiddetlendirirler. Muz ayrıca karaciğer gelişmesi için de çok yararlıdır. Yapısında bulunan fenol aminler muzun sindiriminde olumlu durumu sağlayan bileşiklerdir. Bunlar mide salgısını azaltır ve düz kasları uyarırlar (Seratonin), damarları büzücü etki yaparlar.
MUZ YETİŞTİRİCİLİĞİNDE MUZUN İKLİM VE TOPRAK İSTEKLERİ
İklim İstekleri
Muz, nemli, tropik iklimlerin bitkisidir. 30° Kuzey ve 30° Güney enlemleri arasında kalan bölgenin uygun alanlarında, tarımı rahatlıkla yapıldığı halde, bunun dışında kalan yerlerde istediği sıcaklığı bulamaz. Denize yakınlık-uzaklık ve denizden yüksekliğe göre bu enlemler dışında kalan bazı yerlerde de yetiştirilmektedir. Akdeniz bölgesinde muz yetişen yerlerimiz 36-37 enlem derecelerinde Toros dağları tarafından korunmuş, dağların eteklerindeki mikroklima yerlerdir. Buna rağmen muz bahçeleri zaman zaman soğuktan zarar görmektedir. Muz yetiştiriciliği bakımından önemli iklim faktörleri sıcaklık, yağış, rüzgar ve doludur.
IŞIK
Muzun doğal ortamı tropikal bölgelerde yüksek boylu ağaçların altıdır. Yarı gölgede bulunurlar.
SICAKLIK
Yıl boyunca aylık ortalama 26-27 sıcaklık ister. 15-16 °C'nin altında gelişme gerilemekte, 2-3 °C.de zararlı olmaktadır. O°C ve hemen altındaki sıcaklıklarda üst kısım ölmekte, -4 °C'nin altında tatlı gövde zarar görmektedir. Sıcaklık 10-15 dakika süre ile -1,5 ile -2 °C dereceye düşerse şiddetli zararlanmaya neden olur.
NEM
Muz yüksek sıcaklık yanında, yüksek neme de ihtiyaç duyar. Oransal nem % 60’dan aşağı düşmemelidir. Ancak bazı hastalıkların yayılmaması ve muzda gelişmenin devam etmesi açısından % 90 ‘ın üzerindeki doygun nemin de ortamda olmaması gereklidir.
YAĞIŞ
Aylık yağışın 120-150 mm. olduğu yerlerde muz sulanmaya ihtiyaç duymayabilir. Muz yetiştiriciliğinde hava nemi de önemli olup % 60’ ın altına düşmemelidir. Yıllık ortalama 2.500 mm’lik bir yağış bütün aylara dağılmış olmalıdır. Aksi halde sulama yapılması gerekmektedir.
RÜZGAR
Çok büyük yapraklara sahip muz bitkileri şiddetli rüzgardan zarar görmektedir. Daha şiddetli rüzgarlar yalancı gövdenin kırılmasına yani ağaçların yıkılmasına neden olur.
Toprak İstekleri
Muz yetiştiriciliği için en iyi topraklar; derin, besin maddelerince ve humusça zengin, geçirgen, iyi havalanan, hafif bünyeli (Kumlu-Tınlı) ve hafif alkali, killi Tınlı, Kumlu karakterdeki, derin topraklardır. Toprak taşsız, iyi işlenmiş olmalıdır.
Muz bitkileri toprak ve su tuzluluğuna çok hassastır. Bu nedenle bahçe tesisi yapılacak yerin toprağı ve kullanılacak suyun tuzluluğu mutlaka analiz ettirilmelidir. Ancak yine de organik maddece zengin, orta bünyeli, drenaj sorunu olmayan ve hafif asidik (pH=6) olan topraklarda daha iyi gelişir.
MUZ BAHÇESİ KURULMASI, SULAMA, GÜBRELEME, BAKIM, BUDAMA
Fide Sağlanması
Muz doku kültürü ile, tohumla, yumru parçasıyla ve dip sürgünleri ile üretilmektedir.
Ülkemizde yaygın şekilde yapılan fide sağlanması, muzların toprakaltı yumrusundan çıkan dip sürgünleriyle yapılmaktadır.
Bahçe Yerinin Dikime Hazırlanması
Muz bahçesi yeri olarak genellikle kuzeyi kapalı, soğuktan korunmuş yerler seçilir. Muz bitkileri, genel olarak güneye bakan, hafif eğimli yerlerde iyi gelişmektedir.
Dikim Zamanı, Fidan Seçimi ve Dikim Aralıkları
Dikim Zamanı: Ülkemizde muz dikimi iklim durumuna göre Mart-Mayıs ayları arasında yapılır. Örtü altında Eylül dikimi güzel sonuçlar vermektedir.
Dikim Aralıkları: Tek sıra dikim için genel olarak 3 * 1,7 m. aralıkları önerilebilir.
Bütün dikimlerde sıraların kuzey-güney doğrultusunda yapılması en iyi güneşlenmeyi sağlayacaktır. Kuzey-güney doğrultusundaki dikim, doğu-batı doğrultusundaki dikime göre en az % 10 verim artışı sağlamaktadır.
DİKİM
Normal Dikimler:
Fidanlar yeni kurulacak muz bahçesine sokulmadan önce bahçe girişinde yapılacak olan ilaçlı su havuzunda en az bir saat kadar bekletilerek, kök bölgesindeki nematodların ölmesi sağlanmalı, ayrıca anadan ayrıldığı yara yerlerinin hastalık yapmaması, çürümemesi için uygun bir sistemik fungusitle ilaçlanması, yeni tesise nematod bulaştırmama ve sağlıklı fidan dikme yönlerinden yararlı olacaktır. Tesisin girişinde bir yere geçici olarak yapılacak yarım metre derinlikte, 2 metreye 1 metre boyutlarında, dikdörtgen şeklinde bir çukurun yüzeyine döşenecek bir plastik örtü ile bu havuz yapılabilir. İçerisine sistemik kök çürüklüğü ilaçlarından ve nematod ilaçlarından eklenerek ilaçlı su sağlanmış olacaktır. Hazırlanan ilaçlı su, daha sonra can suyu olarak, yeni dikilen fidelerin diplerine dökülebilir.
Dikim çukurlarına toprak analizi sonucu önerilen miktarlarda gübre konmalıdır. Toprakta organik madde, N,P,K gibi elementler yeterli bulunmuşsa uygulanacak ortalama miktarlar aşağıda verilmiştir.
Dekara ortalama 10.000 kg. meyve verimi alınacağı göz önüne alınarak, dekara 8.000 kg iyi yanmış kaliteli çiftlik gübresi, 58 kg. Azot, 30 kg. Fosfor ve 130 kg. Potasyum sağlayacak şekilde kimyasal gübre, sezona dağıtılarak verilmelidir.
SULAMA
Muz yapraklarının geniş olması dolayısıyla terleme yoluyla çok miktarda su tüketir, sürekli nemli toprak ister. Bitki besin maddelerini bol miktarda almak için toprağın nemli olması gerekir. Bir çok meyve ağacı ile karşılaştırıldığında daha yüzeysel bir kök sistemine sahiptir. Topraktaki su miktarı tarla kapasitesine düştüğü zamanlarda, topraktan su alma yeteneği azalır. Topraktaki su eksikliğine çok çabuk fizyolojik tepki gösterir. Aşırı sulama muz köklerine zarar verir. Toprağı çoraklaştırır ve bazı yerlerde toprağın taşınmasına neden olur. Bütün bu nedenlerden dolayı muz bahçeleri azar azar, fakat sık sık sulanarak, su sıkıntısı çekmeleri önlenmelidir. Mümkün olduğunca haftada 3-4 sulama yapılmalıdır.
Damlama Sulama:
Özellikle sulama suyunun yetersiz olduğu yerlerde meyve kalitesi üzerindeki olumlu etkileri nedeniyle damla sulama yöntemi kullanılmalıdır. Suyun, ağacın etrafındaki belirli noktalara damlatılmak suretiyle verilmesine damlama sulama denir. Sulama ile gübrelemenin birlikte yapılabildiği (fertigasyon) bu sulama sistemi, tarımda verimi ve kaliteyi artıran en önemli sistemlerden biridir. Bu arada bu sistemde, sulama suyu içerisine istenen gübre miktarını ayarlayan aletler de geliştirilmiştir. Bu sulama sisteminde sulama, tarlanın her tarafına eşit bir şekilde uygulanır. Sulama ve gübreleme tek noktadan kontrol edilebilir. Böylece işçilik masrafları düşer. Etkili kök bölgesi daima ıslak tutulabilir ve gerekli su miktarı ayarlanabilir.
Sprink Sulama
Son dönemlerde örtü altı muz üreticiliğinde önerilen bir sulama sistemidir. Muz bitkileri arasına tek sıra halinde serilen damlama hortumu kalınlığında bir hortum ve bu hortum üzerine belirli aralıklarla yerleştirilmiş 30-40 cm. yükseklikte toprağa gömülü çubuklar ve çubukların üzerinde mini fıskiyeler şeklinde yapılan sulama şeklidir. Toprağa gömülen çubukların üzerindeki mini fıskiyeler 1,5 - 2 metre yarıçapında bir alanı (3 metre genişlik) eşit bir şekilde sulamaktadır. Bu da muzların kök bölgesinin geniş bir şekilde sulanması demektir. Damlama sulama sisteminde damlama hortumu çevresinde yayılan kökler, sprink sistemde çok daha geniş bir yüzeye yayıldıkları için, ağacın gelişmesi çok daha güçlü olabilmektedir. Yine damlamada olduğu gibi, sprink sistemde de sıvı veya eritilmiş mineral gübreler rahatlıkla uygulanabilir. Kök gelişmesini çok daha geniş bir yüzeye teşvik ettiği için, damlama sulamadan daha cazip olan sprink sulama sistemi, kuru havalarda ortam nemini de yükselterek olumlu katkıda bulunacaktır. Ayrıca toprak yüzeyine serilen bitki artıklarının ayrışma sürecini de hızlandıracaktır.
Sisleme
Örtü altı muz üretiminde, sera çatısına, içten, belli aralıklarla yerleştirilen sulama boruları ve bu borulara yerleştirilen sisleme veya fog (dumanlama) memeleri ile yapılan bir sulama biçimidir. Bu sistemin asıl amacı sulama değildir. Ama sulama ihtiyacının karşılanmasına destek vermektedir. Bu sistem, uygulandığı bahçelerde kışın don zararına karşı korunma amacıyla kullanılabilir. Ortalama 15-16 oC sıcaklıkta olan yer altı suyu, memelerden sis şeklinde bahçe içerisine verilince, ortam sıcaklığını da kendi sıcaklığına yaklaştırarak don zararının meydana gelmesini önleyecektir. Bu uygulama aynı şekilde yazın meydana gelen yüksek sıcaklıkların zararını da önlemektedir. Zaman zaman 40-45 oC'ye kadar çıkan yaz sıcaklarının yakıcı etkisi, yine 15-16 oC olan yer altı suyunun memelerden sis şeklinde verilmesiyle ortadan kaldırılabilmektedir. Öğle saatlerinde ortalama 2 saat süreyle uygulanabilecek sislemeyle, aynı zamanda ortam nemi yükselmekte ve bitkilerin istediği uygun ortam sağlanmaktadır.
Ayrıca sislemeyi belli bir sıcaklık ayarına bağlı termostat takılarak çalışacak otomatik bir sistem geliştirilmiştir.
Yaprak Analizleri
Muz yetiştiriciliğinde, yaprak örneği alım zamanı ve yöntemi, üzerinde en fazla çalışılan ve tartışılan konulardan birisidir. Muz yetiştiriciliğinin yoğun olarak yapıldığı ülkelerde, yaprak örnekleri, salkım oluşumundan hemen sonra minyatür parmakların görülmesi ile beraber, 3. Yaprağın orta kısmından, yaprak ayasından, karşılıklı iki şerit veya aynı yaprağın orta damarı ile 7. Yaprağın petüolinden alınabilmektedir.
Yapraklarda bulunması gerekli olan kritik bitki besin maddesi yoğunlukları ise yaprağın değişik kısımlarından alınan örneklere göre farklılık göstermektedir. Çizelge 30. da, yaprağın farklı kısımlarından alınan yaprak örneklerinde, yapraklarda bulunması gerekli olan kritik bitki besin maddesi yoğunlukları verilmiştir. Görüldüğü gibi, yaprak ayasından alınan örneklerde, özellikle azot ve potasyumun yapraklarda bulunma oranı, öteki bitki besin maddesi oranlarından daha yüksek olarak saptanmıştır.
Muzun gübre ihtiyacı dikim sıklığı ve verimine göre değişir. Verim arttıkça verilecek gübre miktarı da artar.
Muzlarda Bakım - Budama (Onarma)
Muzlarda budama, kurumuş yaprakların, meyvesi alınan bitkilerin ve fazla fidelerin kesilmesinden ibarettir. Muz bahçesinde sararmış yapraklar her zaman kesilmelidir. Meyvesi alınan bitkiler ise fazla yer kaplamaması için yaprakların ayrım yerinden düz bir şekilde kesilmelidir. Daldız denilen keskin uçlu bir demir ile, fideler ana bitkiden ayrıldığı gibi, fidelerin toprak düzeyinden kesilerek oyulması ve içine üre koyarak iptal edilmesi uygulanabilir.
Muz bitkisinin budaması, her yıl, ilkbahar aylarında, toprak altı gövdenin ocak içinde açılarak meyve verimi ve yılını doldurmuş yaşlı gövdenin çıkarılması, o yıl içinde meyve verecek 2 veya 3 bitkinin seçilerek yerinde bırakılması, bunlar dışında diğer genç gövde ve sürgünlerin de yine çıkarılıp atılması işlemlerini kapsamaktadır. Ülkemizde bu işleme muz yetiştiricileri "Onarma veya imar" demektedir. Budama genel olarak Mart Nisan aylarında yapılmakta, bazen uygun olmayan iklim olayları dolayısıyla Mayıs ayına kalmaktadır.
Muzlarda budama işlemi yaz aylarında da devam eder. İlkbaharda toprak altı gövdenin budanmasından sonra, gübreleme yapılmış ve sulama hazırlıkları başlamıştır. Bundan sonra muz bitkisinde dip sürgünleri yeniden çıkmaya başlar. Ülkemizde muz yetiştirilen yörelerde, çok sıcak olan bahçelerde bu ilk sürgünler de dipten kesilerek atılır ve 2. sürgünler içinden, gelecek yılın meyve alınacak bitkileri seçilir. Bunlar kılıç şeklinde dar ve dik yapraklı, kuvvetli büyüyen genç sürgünler arasından seçilir. Her ocakta meyve alımı için iki bitki bırakılmasına rağmen, bu sürgünlerden farklı zamanlarda çıkan 3-4 tanesi ayrılır. O yılın iklim durumuna göre bunların hangisinin istenilen zamanda çiçekleneceğini, ertesi yıl yine budama zamanı karar verilir. Biraz daha serin yerlerdeki muz bahçelerinde, ilkbaharda toprak altı budamadan sonra ilk çıkan dip sürgünleri ayrılır. Bunlar gelecek yıla kadar ancak yeterli büyüyüp gelişme gösterir.
Muz bahçesinde her yıl hasatla, bakım döneminde, budama ile meyve, sap ve yaprak olarak dekara ortalama 20 ton civarında organik materyal bahçe dışına atılmaktadır. Bu nedenle şu anda uygulanan bitki artıklarının bahçe dışına çıkarılması uygulanmasına kesinlikle son verilmelidir. İçeriğinde organik gübre ile birlikte bir çok bitki besin elementini taşıyan bitki artıkları parçalanarak toprağa gömülmeli, toprağın organik madde içeriği sürekli yükseltilmelidir. Bu şekilde uygulanacak bitki artıklarının bahçe içinde bırakılması, toprak yüzeyini malç şeklinde örterek yabancı ot kontrolünü de sağlayacaktır.
Muz bahçelerinde yapılan diğer bakım işleri, özellikle subtropik iklimde soğuğa karşı bahçelerin korunması ve meyve salkımlarının keten bezi veya plastik ile örtülmesidir. Bahçelerin soğuktan korunması, doğrudan ısıtma veya yağmurlama, sisleme gibi dolaylı yollarla sağlanmaktadır. Petrol artıkları veya benzeri maddelerle yapay sis meydana getirme, hava neminin % 70 'den yüksek olduğu durumlarda etkili olmaktadır. Yağmurlama ve sisleme ile korumanın etkinliği, su sıcaklığının ortam sıcaklığından olan yüksekliğine bağlıdır. Toprak altı suyu sıcaklığı 20 oC kadardır. Bu su ısıtmak için yeterlidir. Kritik noktada muz yapraklarındaki sıcaklığı yükseltir. Bununla beraber kullanılacak suyun kalitesi çok önemlidir. Özellikle tuzsuz olmalıdır.
MUZ YETİŞTİRİCİLİĞİNDE TOPRAK İŞLEME
Toprak işleme, yabancı otları öldürmek, yağışlar veya üzerinde yürüme sonucu toprakta meydana gelen kaymak tabakasını kırmak ve toprağı kabartarak yağmur sularının veya sulama sularının toprağa daha kolay girmesini sağlamaktır. Ayrıca en önemlisi, verilen organik gübrenin ve mineral gübrelerin bitkinin etkili kök derinliği olan 60 cm. derinliğe kadar dağıtılması ve toprakla iyice karışması amacıyla yapılır. Muzun kök sistemi yüzeyseldir. Bu nedenle toprak işleme sırasında köklerin fazla zarar görmemesine dikkat edilmelidir. Muz bahçelerinde toprak işleme değişik şekillerde yapılabilir. Elle toprak işleme en yaygın olanıdır. Toprak muz çapası denilen uzun tırnaklı çapa veya bel küreği ile işlenir.
Ülkemizde örtü altı muz üretiminde şubat-mart aylarında toprak işlemesi yapılır. Açık bahçelerde ise Nisan-Mayıs aylarında toprak işleme yapılır. Toprak işleme ile birlikte ana bitkinin tepesi kesilir. Ana gövde yine yerinde bırakılmalı ve fidelerin beslenmesi sağlanmalıdır. Ayrıca toprak işleme sırasında ana gövde üzerindeki fidelerin bağlantılarının temizliği (kütük alma) yapılmalıdır. Ana gövdedeki bağlantılar ve fazla fidelerin alınması ile gövde üzerinde köklenme artacaktır. Ancak ana gövde üzerinde meydana getirilen yaralanmalara karşı ilk suda mantar ilaçları uygulanmalıdır. Toprak işleme sırasında her ananın bulunduğu ocakta bir tane fide bırakılmalı, diğer fideler tamamen anadan ayrılmalıdır. Toprak işleme sonrası çıkarılan muz artıkları parçalanarak toprak üzerine serilmelidir.
Açık bahçelerde toprak işlemesi ile birlikte yaşlanmış kök ve piçler bağ bıçağı ile alınır. Bahar toprak işlemesinden sonra su çanakları açılır. Yazın bahçe otlandıkça otlar biçilir ve olduğu yerde bırakılır. Sonbaharda toprak işlendikten sonra yumru üzerine toprak ile birlikte organik gübre (hayvan gübresi) çekilir. Bu şekilde yumru dondan kısmen korunmuş olur.
Lezzetli, mineral deposu muz, hem besleyici bir meyvedir, hem de sağlığınız üzerinden olumlu etkileri vardır.
Uykusuzluğa Çare: Muz!
A, B1, B2, C ve E vitaminleri içeren muz, ayrıca potasyum, demir, kalsiyum, fosfor, sodyum ve iyot açısından da son derece zengindir. Kalorisinin yüksek olmasından dolayı, diyet yapanların çok fazla tüketmediği bir meyvedir. 1 elmada 60 kalori, 1 portakalda 53 kalori vardır ancak muzun kalorisi 130’dur. Kalorisinin fazlalığına rağmen, hiç kolesterol içermez.
İçerdiği sodyum ve potasyum zenginliği sebebiyle, kalp kaslarını geliştirir ve tansiyonu düşürür. Sporcular için vazgeçilmez bir meyvedir. Terleme sebebiyle kapasitesini yitiren kasları güçlendirir.
Anayurdu kesin olarak bilinmeyen muzun, dünya üzerinde 500 çeşidi vardır. Ülkemizde en sık bulunan Anamur muzudur. Korunması çok zor bir meyvedir. Soğuktan çabuk etkilenir ve hemen kuruyarak dökülür.
Yararları:
Muzun besin değeri, meyve olgunlaştıkça artar. Hem bir muz yenildiğinde, meyvenin içindeki karbonhidrat kolayca şekere dönüşür. Bedene hızlı şekilde enerji verir fakat arkasından da yorgunluk oluşturur. Oysa olgun muz, bedende daha yavaş ama uzun süreli bir hareketlilik verir.
İçerdiği yüksek orandan potasyumla, yüksek tansiyonu önler ve tansiyonu düzenler.
Ham muz kabızlığa, olgun ve tatlı muz ise ishale iyi gelir.
Muz, çikolata gibi etki gösterir. Kısa sürede olsa mutluluk veriri, uyku getirir.
Ülser yaralarını iyileştirir, mideye iyi gelir.
Yüksek kolesterolü düşürücü etkisi vardır.
Uykuyu düzenlemede etkilidir.
Orta Boy Bir Muzun Değerleri:
Kalori 130
Protein 2 gr
Karbonhidrat 30 gr
Fosfor 27 gr
Kalsiyum 8 mg
A vitamini 38 mg
C vitamini 11 mg
SERA VE AĞAÇLARI FİDANLARI BÜYÜTMESİ NASIL DİKİLİR TÜM BİTKİLER VE MEYVELER BAKIM VE YETİŞTİRMESİ MEYVE SULAMA VE BAKIMLARI AĞAÇ DİKMEK BÜYÜTMEK EKİM ZAMANI NASIL EKİLİR NASIL DİKİLİR BİLGİLERİ,BAKIM SULAMA,İLAÇLAMA HASAT BUDAMA GEREKLİ TÜM BİLGİLER HAKKINDA FAYDALARI RESİMLERİ GÜBRELEME ÇAPALAMA
TÜM MEYVE BİLGİLERİ VE EKİMİ İÇİN TIKLAYINIZ