|
1.HAFTA
Dişinin yumurtalığından atılmış ve milimetrenin beşte biri çapındaki (200 mikron) yumurta hücresi bir insana ait bütün karakterlerin belirlendiği DNA programının tam yarısını ihtiva eder. Yumurta atıldığı sırada üzerinde mayoz bölünmeden sonra kalan küçük kutup hücresi de görülüyor
|
|
2.HAFTA
500 milyon sperm, kendi boylarına göre çok uzun olan bir mesafeyi katederek gayelerine ermek üzere maratona başlıyorlar. Bu sırada ev sahibi yumurta, misafir olarak gelecek ve bir daha hiç ayrılmayacak olan spermi yumurta kanalında beklemektedir Ancak kader, bu spermlerden sadece birinin yoluna su serperek hayat mucizesini ortaya çıkarma mükâfatını verecektir.
|
|
3. HAFTA
Canlılıklarını 24 saat kadar koruyabilen spermler yumurtayı sardılar. Ancak henüz hiçbir sperm yumurtaya giremedi. Rahim ve yumurta kanalı boyunca yola çıkan 500 milyon spermin çok büyük bir kısmı bu önemli yarışta yollarda kaldı, öldü ve döküldüler. Gayretlerini son kertesine kadar kullanan 100 kadar spermin içinden, mutlu sona hangisinin erişeceği henüz belli değil. Yumurta hücresi fezada yol alan bir gezegen gibi ve içine girmek çok zor. Spermler corona radiaîa adı verilen besin taşıyan hücrelerle çevrilmiş bu tabakayı aşmak için, kuyruklarını burgu gibi hızlı bir şekilde çırparak baş kısımlarıyla yumurtaya vuruyorlar ve yumurtanın saatin ters istikametinde dönmesini sağlıyorlar |
|
4.HAFTA
Spermlerden biri salgıladığı enzimlerle ve güçlü kafa vuruşlarıyla yumurtayı koruyucu zarları delerek plasma zarına kadar geliyor ve birkaç dakika sonra bu zardan da içeri girecek. Sperm başını sokar sokmaz mucizevî bir hâdise ile yumurtanın bütün kapıları kapanır ve artık başka bir spermin girmesi mümkün değildir. Sperm yumurtaya erişinceye kadar en az 20.000 kere kuyruk çırpıyor, böylece dönen bir matkap gibi baş kısmı da dönüyor. Kuyruğun bu müthiş dönme enerjisi, sperm yaratılırken boyun kısmına enerji santralleri olarak (mitokondriler) yerleştirilmiş.Dişiye naklinden yaklaşık 20 saat sonra sperm yumurtaya girer ve erkek ile dişi hücrenin çekirdeklerindeki bir canlıya ait iki yarım program birleşerek tek bir çekirdek halinde kaynaşır. Böylece yeni canlının genetik özellikleri tayin edilmiş olur.
|
|
5.HAFTA
Döllenmiş yumurta (zigot) birkaç saat sonra (spermin dişi vücuduna girişinden 30 saat sonra) ikiye bölünür. Yumurta kanalı içindeki “sil” denilen parmak gibi uzantıların dalgalanma hareketleriyle rahime doğru hareket eder
|
|
6.HAFTA
İki günlük zigotta bölünen her bir hücre 12-15 saatlik bir süre içinde tekrar ikiye bölünür, böylece önce 4, daha sonra 8 hücreden ibaret bir halde yumurta kanalında ilerlemeye devam eder. Fakat kanalın içindeki mukus katlanmalar zigot için büyük bir tehlikedir, bunlar zigota yapışarak rahime ulaşmadan onu kanalın içinde tutar ve böylece dış gebelikler oluşur.
|
|
7.HAFTA
İkinci günün sonunda bölünmeler sonucu yaklaşık 100 hücreden ibaret, (dut meyvesine benzediği için) morula dediğimiz hücre kümesi oluşur. Bu esnada morula, yumurta borusunun en dar yerinden geçmek üzeredir. Burada her an yapışıp kalabilir. Morulayı yapan hücreler dış çepere dizilerek bir top gibi şişkin hale gelir ve orta kısmında bir boşluk oluşur. Bu durumda blastocyst meydana gelmiştir. Top gibi olan bu hücre paketi bir basınçla uterusa (rahime) fırlatılır.
|
|
8.HAFTA
Dört günlük blastocyst etrafındaki koruyucu ve besleyici şeffaf zona pellucida tabakası ile çevrili olarak rahime girmiş, fakat daha iş bitmemiştir. Şimdi esas gelişeceği yer olan münbit topraklara, yani rahim duvarına (endometriuma) ekilmesi ve tutunması gerekir. |
|
9.HAFTA
Rahim duvarına tutunabilmesi için üzerindeki koruyucu kılıfın atılması gerekir. Yoksa yapışma mümkün olamaz, zira bu kılıf sadece yumurta kanalı içindeki seyahat için gerekliydi. Artık vazifesi bittiğinden atılmalıdır.
|
|
10.HAFTA
Serbest kalan blastocyst rahim sathına ‘şeref misafiri’ olmadan önce biraz büyür ve genişler böylece tutunma yüzeyini artırır. Hücreleri farklılaşmaya ve ilk embriyo taslağı teşkil edilmeye başlar. Bu durumda yaklaşık 200 hücreden ibaret embriyo ilk defa mukus (sümüksü salgı) salgılayarak kendini gösterir. Gelişen bu canlı, annenin vücudundan farklı bir genetik yapıya sahip olduğundan, annenin immün (muafiyet) sistemi onu yabancı bir mikrop veya canlı zannedip tıpkı doku uyuşmazlıklarında olduğu gibi reddedip, öldürebilir. Birçok düşük vakasının sebebi bu şekildeki anne immun sisteminin reddetmesiyle oluşur. Fakat çoğunlukla bir kimyevî haberleşme kurulur ve blastocyst'in salgıladığı mukus, koruyucu bir çadır oluşturur. Bu esnada anne immün sistemi hücreleriyle de bir ‘saldırmazlık paktı’ imzalanır ve dokuz ay boyunca birbirlerine saldırmamaya söz verirler.
|
|
11.HAFTA
Blastocyst şişer, hücreler bir günde iki defa bölünür. Artık 11 günlük olmuştur. 12. günde birkaç bin hücreye erişen blastocyst rahim mukozasının derinliklerine doğru bağlantı kabloları salarak tutunur. Bu bağlantılar iyice sağlamlaşıp organize olarak amnion ve chorion gibi koruyucu zarlarla birlikte embriyoyu beslemek için annenin kan damarları ve embriyonun kan damarlarının karşı karşıya gelip kaynaştığı plasenta (son) teşekkül etmeye başlar. Bu bir küme hücreden (alaka) dokuz ay süresince tam teşekküllü bir insan yaratılacaktır. Hayal edilmesinin bile güç olduğu bu mûcizevî hâdisenin her gün milyonlarcasına şahit oluyoruz.
|
|
12.HAFTA
Üç haftalık embriyonun kalbi atmaya başlıyor. Boyu 2 mm kadar olmuş ve doku ve organları üretecek olan üç germinal tabaka teşekkül etmiştir. Merkezî sinir sistemini meydana getirecek olan neural ektoderm içeri çökerek bir boru meydana getirmeye başlamış. Üst kısımdaki şişkinlikten ön beyin meydana gelecek. Neural boru orta kısımda birleşmiş, üst ve alt kısımlarda açık durumdadır. Bu safhadaki embriyonun herhangi bir omurgalı hayvana mı, yoksa insana mı ait olduğunu ayırd etmek mümkün değildir.
|
|
13.HAFTA
Artık insanın temel planının ortaya konma zamanı gelmiştir. Bundan sonra hayvanlara olan benzerliğinden süratle uzaklaşarak, husûsî yaradılışı ortaya konacaktır. Embriyo 4 haftalık olmuş, boyu 6 mm'ye erişmiş. Beyin ve omuriliğin ilk izleri, vücut ekseni olarak belli oluyor. Kalp, kanı karaciğere ve aorta pompalamaya başlıyor.
|
|
14.HAFTA
Beş haftalık embriyo 1 cm boya erişti. Kalb ve karaciğer açıkça görülüyor. Kol ve bacaklar henüz küçük tomurcuklar halinde.
|
|
15.HAFTA
Döllenmeden altı hafta sonra insan sureti iyice belli olmaya başladı. Kalbi anneninkinden iki misli yani, dakikada 140-150 vuruş yapıyor. Göbek kordonu içinden plasenta yoluyla anneye kan pompalanıyor.
|